Bu
konu neden bu kadar önemli ? Aslında burada bir zihniyeti
sorgulamamız gerekiyor. Bugün insanlara sorsak, “yenilmesi haram
olan şeyler nedir, sayar mısın ?” diye, bize uzun bir liste
verirler. Değişik bir
şekilde soralım, mesela:
“bazı ülkelerde at eti, hatta bazılarında köpek eti yeniyor.
Sana iğrenç gelebilir, ayrı konu, ama bu etler haram mıdır ?”
diye sorsak, çoğunluk bunların haram olduğunu söyleyecektir.
Gene aynı kişilere “peki
hiç merak edip baktın mı, bu haram olduğunu iddia ettiğin şeyler
Kuran'da geçiyor mu?” diye sorsanız, çoğunun Kuran'da nelerin
haram kılındığını bilmediğini göreceksiniz.
Maalesef
uyduruk görüşler halk
arasında Kuran'dan daha çok bilinmekte.
Şimdi haram kılınan yiyecekler konusuna bir bakalım.
Burada
önemli olan husus şudur: Hadislerin Kuran'dan başka 2. bir kaynak
olduğunu savunanlar, çoğu zaman hadislerle Kuran'ın açık
emirlerine muhalefet etmektedirler. Haram kılınan yiyecekler, Kuran
ile sahih olduğu zannedilen hadislerin ne kadar çelişkili olduğunu
gösteren bariz bir örnektir. Bu konu üzerinde bu nedenle
durulmuştur.
Mezheplere Göre
Haramlar
Önemli Not:
Mezheplerin haramları kısmını hızlıca okuyabilirsiniz. Anlamaya
çalışmayın. Bilmemiz
gereken tek şey, mezheplerin haram listesini oluştururken Kuran +
hadis demeleridir. Kendi aralarındaki farklılıklar
da, çelişkili hadislerden
kaynaklanmaktadır.
Eti
yenmeyen kara hayvanları:
Domuz, kurt, ayı, aslan, kaplan, pars, leopar, panda, panter, çita,
jaguar, puma, sincap, samur, sansar, kokarca, goril, maymun türleri,
sırtlan, fil, köpek, kedi, kunduz, porsuk, vaşak, çakal, tilki,
gelincik gibi avını köpek dişiyle yakalayan yırtıcı hayvanlar
yenmez. (Şafii mezhebinde tilki, sırtlan, samur, sincap ve gelincik
yenir)
Kurt,
aslan ve kaplan gibi yırtıcı hayvanların yenmesi cumhura göre
haramdır, Malikîlere
göre mekruhtur.
Köpeklerin,
ehli eşeklerin ve katırların yenmesi haramdır. Çünkü köpek
pis şeylerdendir. Bunun delili ise Peygamber'in: “Köpek
pistir, onun bedeli de pistir.”
(Bu
hadisi İmam Ahmed, Müslim, Ebû Dâvud ve sahih
olduğunu
belirterek Tirmizî ve Neseî, Rafı'
b. Hadîc'den şu şekilde rivayet etmiştir: “Köpeğin
kıymeti pistir.” Neylü'l-Evtâr, V,
143,
284)
Diğer taraftan Peygamberimiz Hayber günü ehli eşeklerle
katırların etlerini yemeyi yasaklamıştır (Bu
hadisi Hakim el-Müstedrek'lc,
Câbir
b. Abdullah'tan rivayet etmiş ve Müslim'in şartına göre
sahih
bir
hadis olmakla birlikte Buharî de Müslim de rivayet etmemişlerdir,
demiştir. Nasbu'r-Râye,
IV,
197)
Malikîlerce muteber olan görüşe göre, ehlî köpek
mekruhtur; fakat köpek balığı mubahtır.
At ve eşekten
doğan katır ile yabanî eşek ile ehlî eşekten doğan eşek gibi,
eti yenen ve yenmeyenin
birleşmesinden doğan da haramdır. Çünkü böyle bir hayvan
birisi yenen, ötekisi
yenmeyenden halk edilmiştir. Bu sebepten dolayı
“haram kılıcı,
helâl kılana
takdim edilir”
(el-Mühezzeb, I,
249; Muğni'l-Muhtâc,
IV,
303;
Keşşâfu'l-Kınâ',
VI,
190)
kaidesiyle amel etmek üzere haram yönü ağır basar.
Şafiîlerle
Hanbelîlere ve İmam Ebû Hanife'nin iki arkadaşına göre: Asil
olsun
olmasın, bütün çeşitleriyle atların yenilmesi helâldir. Çünkü
Peygamberimiz
Hayber
günü buna izin vermiştir. Ebû Hanife ise at etinin yenilmesinin
tenzihen mekruh
olduğunu söylemiştir. Çünkü at etinin yenilmesini yasaklayan
hadis varit
olmuştur
(Ebû
Dâvud, Neseî
ve İbni
Mace, Hâlid b. el-Velid'den rivayet etmişlerdir. Nasbu'r-Râye
,
IV,
196.
Mâlikî
mezhebinde meşhur oları görüş ise, at etinin haram kılınmasıdır.
(Bidâyetul-Müctehid,
I,
455; eş-Şerhu'l-Kebîr,
II,
117)
Eti
yenmeyen kuşlar:
Doğan,
şahin, akbaba ve bunlara benzer yırtıcı
kuşların yenilmesi de haramdır. Malikîler ise, yarasa müstesna
bunların mubah olduğunu söylemişlerdir. Racih oları görüşe
göre yarasanın yenilmesi mekruhtur.
Deniz
hayvanları:
Hanefi
mezhebi hariç diğer üç mezhepte deniz ürünlerinin hepsi yenir.
Hanefi'de ise balık şeklinde olmayan hiç bir hayvan yenmez.
Mesela, ahtopot, kalamar, karides, yengeç, midye, istiridye gibi
şeyler haramdır.
Kuran'da Haram Kılınan
Yiyecekler
إِنَّمَا
حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ
وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنزِيرِ وَمَا
أُهِلَّ بِهِ لِغَيْرِ اللَّهِ فَمَنِ
اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ
فَلَا إِثْمَ عَلَيْهِ إِنَّ اللَّهَ
غَفُورٌ رَّحِيمٌ [٢:١٧٣
O,
size yalnız şunları
haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de Allah'tan
başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye
mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve
zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah
yükletilmez. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok
merhametlidir.(Bakara
2:173)
يَا
أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَوْفُوا
بِالْعُقُودِ أُحِلَّتْ لَكُم
بَهِيمَةُ الْأَنْعَامِ إِلَّا مَا
يُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي
الصَّيْدِ وَأَنتُمْ حُرُمٌ إِنَّ
اللَّهَ يَحْكُمُ مَا يُرِيدُ [٥:١
Ey
iman edenler! Sözleşmeleri yerine getirin. İhramlı iken
avlanmayı helal saymamanız şartıyla, çeşitli hayvanlar size
helal kılındı. Ancak haram oldukları size okunacak olanlar
müstesna. Şüphesiz Allah dilediği hükmü verir. (Maide
5:1)
حُرِّمَتْ
عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ
وَلَحْمُ الْخِنزِيرِ وَمَا أُهِلَّ
لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ
وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ
وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ
إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ
عَلَى النُّصُبِ وَأَن تَسْتَقْسِمُوا
بِالْأَزْلَامِ ذَٰلِكُمْ فِسْقٌ
الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُوا
مِن دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ
وَاخْشَوْنِ الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ
لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ
عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ
الْإِسْلَامَ دِينًا فَمَنِ اضْطُرَّ
فِي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ
لِّإِثْمٍ فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ
رَّحِيمٌ [٥:٣
Leş,
kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen;
boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış,
canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili
taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla
kısmet aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru
yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, dininize karşı
ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden
korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi
tamamladım. Size din olarak İslâmı beğendim. Kim açlıktan
daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda
kalırsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan,
merhamet edendir.(Maide
5:3)
ذَٰلِكَ
وَمَن يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللَّهِ
فَهُوَ خَيْرٌ لَّهُ عِندَ رَبِّهِ
وَأُحِلَّتْ لَكُمُ الْأَنْعَامُ
إِلَّا مَا يُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ
فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ
الْأَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ
الزُّورِ [٢٢:٣٠
Emir
budur, Allah'ın yasaklarına kim saygı gösterirse, bu, kendisi
için Rabbinin katında şüphesiz hayırdır. Size
bildirilegelenden başka bütün hayvanlar helal kılınmıştır.
O halde o pis putlardan kaçının ve yalan sözden sakının.
(Hacc 22:30)
قُل
لَّا أَجِدُ فِي مَا أُوحِيَ إِلَيَّ
مُحَرَّمًا عَلَىٰ طَاعِمٍ يَطْعَمُهُ
إِلَّا أَن يَكُونَ مَيْتَةً أَوْ
دَمًا مَّسْفُوحًا أَوْ لَحْمَ خِنزِيرٍ
فَإِنَّهُ رِجْسٌ أَوْ فِسْقًا أُهِلَّ
لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ فَمَنِ اضْطُرَّ
غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَإِنَّ
رَبَّكَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ [٦:١٤٥
De
ki: “Bana vahyolunanda, yiyen kimse için haram edilmiş bir
şey bulamıyorum. Ancak; leş, veya akıtılmış kan, yahut
domuz eti -ki bu gerçekten pistir- yahut Allah'tan başkası
adına kesilmiş bir hayvan müstesna. Ama kim çaresiz kalırsa,
(başkasının hakkına) tecavüz etmemek ve zaruret sınırını
aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir)” Çünkü Rabbin çok
bağışlayandır, merhamet edendir. (Enam 6:145)
وَمَا
لَكُمْ أَلَّا تَأْكُلُوا مِمَّا
ذُكِرَ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ وَقَدْ
فَصَّلَ لَكُم مَّا حَرَّمَ عَلَيْكُمْ
إِلَّا مَا اضْطُرِرْتُمْ إِلَيْهِ
وَإِنَّ كَثِيرًا لَّيُضِلُّونَ
بِأَهْوَائِهِم بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ
رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِالْمُعْتَدِينَ
[٦:١١٩
Size
ne oluyor da Allah'ın adı anılarak kesilenlerden yemiyorsunuz?
Halbuki O size, mecbur kalmanızın dışında haram olan şeyleri
genişce açıklamıştır. Doğrusu birçokları bilmeden
keyiflerine uyarak insanları doğru yoldan saptırıyorlar.
Muhakkak ki, Rabbin, sınırı aşanları çok iyi bilir. (Enam
6:119)
إِنَّمَا
حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ
وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنزِيرِ وَمَا
أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ فَمَنِ
اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ
فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
[١٦:١١٥
O
size sadece ölü
hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına
kesilenleri haram kıldı. Her kim bu haram şeyleri yemeye
mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan ve aşırı
gitmeden yiyebilir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır,
çok merhametlidir. (Nahl 16:115)
Şimdi, bu kadar ayetten
sonra ilk dikkatimi çeken şu oldu: Alt tarafı haram kılınan 3
şey var + Allah'tan başkası adına kesilenleri de sayarsak 4 şey.
Ve bu kadar basit bir hükmün bir yerde geçmesi aslında yeterli.
Fakat gördüğüm kadarı ile; Bakara (2:173), Maide (5:3), Enam
(6:145), Nahl(16:115) ayetlerinde bunlar sayılmış. Anlaşılması
zor bir husus olduğu için mi 4 yerde sayılıyor? Ayrıca bazı
yerlerde de, size sayılanlar dışında haram yoktur diye ayrıca bu
konuya vurgu yapılıyor. Acaba bu kadar tekrar ile Allah-u Teala'nın
muradı ne olabilir ?
Şöyle düşünelim:
Bir ilah düşünün ki, insanlara yiyecek hususunda sadece 4; yalnız
4 adet yasak koysun. Ve gene düşünün ki, insanların Allah adına
başka yasaklar koymasına engel olmak istesin. Bu durumda bu ilahın
nasıl hitap etmesini beklersiniz ? “Bunlardan başka bir şey
haram değildir” ne kadar açık söylenebilir ?
Belki insanlar Rasul'ü
adına bazı yasaklar uydurabilir. Bu durumda “Rasul'ün Allah'tan
bağımsız yasak koyma yetkisi mi olurmuş ?” demeyin. Geleneksel
anlayışa göre Allah Rasulü'ne Kuran'dan başka; sünnet, hikmet
adıyla da anılan ikinci
bir vahiy indirilmiştir.
Belki Kuran'da değil ama, (haşa) diğer vahiyde haram listesi
arttırılmış olabilir. O zaman Enam 6:145 ayetine biraz
derinlemesine bakalım:
(قُل)
Kul – de ki: (Rasulü'nün ağzından söylensin ki, sonradan onun
adına da bir şey uydurulamasın).
(لَّا
أَجِدُ) La ecidu – bulamıyorum
(فِي
مَا أُوحِيَ إِلَيَّ) fi
ma uhiye ileyye - Bana vahyolunanda (dikkat edin, Kuran'da demiyor,
bana vahyolunanda diyor ki, Kuran'dan başka bir vahiyle
yasaklanmıştır denilemesin)
(مُحَرَّمًا
عَلَىٰ طَاعِمٍ يَطْعَمُهُ)
muharramen ala taimin yat'amuhu – yiyen kimse için haram kılınmış
( إِلَّا)
illa – şunlar müstesna...
Ayetin devamında haram
kılınan yiyecekler sayılıyor.
Arapçada (La ...
illa...) kalıbı şu şekilde kullanılır: Önce bir şey
olumsuzlanır, mesela; La ilahe dediğimizde, ilah yoktur demiş
oluruz; sonra illa ile bunun istisnası gelir. illAllah kelimesi ile
Allah'tan başka ilah olmadığını anlarız.
Burada da haram emri;
şu, şu, şu haramdır şeklinde gelmiyor, haram kılınan bir şey
olmadığı “la-illa” kalıbı ile söylenip önce hiç bir haram
yiyecek yoktur denilip, sonra haramlar sınırlandırılıyor.
Şayet şunlar haram
kılınmıştır şeklinde bir hitap gelseydi, “iyi ama, Allah
bunlar haram kılınmıştır diyor, bunlardan başka şeyler haram
kılınmamıştır demiyor ki” denilebilirdi. Fakat burada öyle
bir hitapla geliyor ki, bunlardan başka haram yoktur denilerek,
listenin artmasının önüne geçiliyor. Bununla da yetinilmiyor,
“De ki” emiri ile bu mesaj Allah Rasulü'nün ağzından
veriliyor: “bana vahyolunanda bunlardan başka haram göremiyorum”.
Bu sayede uyduruk hadislerle de haram listesinin arttırılmasının
önüne geçiliyor.
Bunlardan başka
şeylerin haram olmadığı, ancak bu kadar net anlatılabilir,
çeşitli tevillerle haram listesinin arttırılmasının önüne de
ancak bu kadar net bir ayetle geçilebilir. Bu kadar net / kesin bir
ayetten sonra, hala Kuran'da yazılanlardan başka şeyler de haram
kılınmıştır denilirse; o zaman aşağıdaki ayetlerin muhatabı
olma tehlikesi vardır.
وَلَا
تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ
الْكَذِبَ هَٰذَا حَلَالٌ وَهَٰذَا
حَرَامٌ لِّتَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ
الْكَذِبَ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ
عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ
١٦:١١٦]
Dillerinizin
yalan vasfetmesi ile: "Şu helaldir, şu haramdır"
demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmiş olursunuz. Şüphesiz
Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar. (Nahl 16:116)
سَيَقُولُ
الَّذِينَ أَشْرَكُوا لَوْ شَاءَ
اللَّهُ مَا أَشْرَكْنَا وَلَا آبَاؤُنَا
وَلَا حَرَّمْنَا مِن شَيْءٍ كَذَٰلِكَ
كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ
حَتَّىٰ ذَاقُوا بَأْسَنَا قُلْ هَلْ
عِندَكُم مِّنْ عِلْمٍ فَتُخْرِجُوهُ
لَنَا إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا
الظَّنَّ وَإِنْ أَنتُمْ إِلَّا
تَخْرُصُونَ [٦:١٤٨
Allah'a
ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak
koşardık, ne de atalarımız ortak koşardı, hiçbir şeyi de
haram kılmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da böyle
söylemişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki:
"Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var?
Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."
(Enam 6:148)
قُلْ
فَلِلَّهِ الْحُجَّةُ الْبَالِغَةُ
فَلَوْ شَاءَ لَهَدَاكُمْ أَجْمَعِينَ
[٦:١٤٩
De
ki: "En kesin ve üstün delil, Allah'ındır. Allah
isteseydi, elbette hepinizi doğru yola iletirdi." (Enam
6:149)
قُلْ
هَلُمَّ شُهَدَاءَكُمُ الَّذِينَ
يَشْهَدُونَ أَنَّ اللَّهَ حَرَّمَ
هَٰذَا فَإِن شَهِدُوا فَلَا تَشْهَدْ
مَعَهُمْ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ
الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا
وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ
وَهُم بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ [٦:١٥٠
De
ki: "Haydi, Allah bunu yasak etti diye tanıklık edecek
şahitlerinizi getirin". Eğer onlar şahitlik ederlerse,
sen onlarla beraber şahitlik etme. Âyetlerimi yalanlayanların
ve ahirete inanmayanların keyiflerine uyma. Çünkü onlar
Rablerine başkasını denk tutuyorlar. (Enam 6:150)
قُلْ
أَرَأَيْتُم مَّا أَنزَلَ اللَّهُ
لَكُم مِّن رِّزْقٍ فَجَعَلْتُم مِّنْهُ
حَرَامًا وَحَلَالًا قُلْ آللَّهُ
أَذِنَ لَكُمْ أَمْ عَلَى اللَّهِ
تَفْتَرُونَ [١٠:٥٩
De
ki: Baksanıza, Allah sizin için nice rızıklar indirdi, siz
onlardan bir kısmını haram, bir kısmını helâl yaptınız".
De ki, "Size Allah mı izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira
mı ediyorsunuz ? (Yunus 10:59)
قُلْ
مَنْ حَرَّمَ زِينَةَ اللَّهِ الَّتِي
أَخْرَجَ لِعِبَادِهِ وَالطَّيِّبَاتِ
مِنَ الرِّزْقِ قُلْ هِيَ لِلَّذِينَ
آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا
خَالِصَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ
كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ الْآيَاتِ لِقَوْمٍ
يَعْلَمُونَ [٧:٣٢
De
ki: “Allah'ın kulları için çıkardığı zinetleri ve
tertemiz rızıkları kim haram kılmış ?” De ki: “Bunlar,
bu dünya hayatında inananlar içindir, kıyamet gününde de
yalnız onlara mahsustur.” İşte böylece biz âyetleri bilen
bir topluluğa uzun uzun açıklıyoruz. (Araf 7:32)
يَا
أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا
تُحَرِّمُوا طَيِّبَاتِ مَا أَحَلَّ
اللَّهُ لَكُمْ وَلَا تَعْتَدُوا
إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ
[٥:٨٧
Ey
iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı temiz şeyleri
haram saymayın. Ve aşırı da gitmeyin. Çünkü Allah aşırı
gidenleri sevmez. (Maide 5:87)
وَقَالَ
الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي
اتَّخَذُوا هَٰذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا
[٢٥:٣٠
Ve
Rasul dedi ki: “Rabbim; gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terk
edilmiş olarak bıraktılar.” (Furkan
25:30)