13 Temmuz 2013 Cumartesi

İhtilaflı Konuları Allah ve Rasul'üne Götürmek


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنكُمْ ۖ فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ۚ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا [٤:٥٩
İman edenler! Allah'a uyun, elçisine uyun; sizden görev başında olanlara da. Her hangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz onu Allah'a ve elçisine arz ediniz. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız... Bu, sizin için daha iyi ve en güzel çözüm yoludur.(Nisa 4:59)

Allah Rasul'üne uymak Allah'ın bir emridir. Anlaşamadığımız bir konu olunca da onu Allah Rasul'üne götürmemiz gerekir. Bir örnek: Sizinle anlaşamadığımız bir konu var diyelim. Sözgelimi ben SADECE KURAN diyorum, siz ise KURAN + BUHARİ + MÜSLİM + EHLİ SÜNNET diyorsunuz. Gelin hangimizin haklı olduğunu Allah Rasul'üne götürelim:


قُلْ أَيُّ شَيْءٍ أَكْبَرُ شَهَادَةً     قُلِ اللَّهُ     شَهِيدٌ بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ    وَأُوحِيَ إِلَيَّ هَٰذَا الْقُرْآنُ لِأُنذِرَكُم بِهِ وَمَن بَلَغَ    أَئِنَّكُمْ لَتَشْهَدُونَ أَنَّ مَعَ اللَّهِ آلِهَةً أُخْرَىٰ    قُل لَّا أَشْهَدُ    قُلْ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ وَإِنَّنِي بَرِيءٌ مِّمَّا تُشْرِكُونَ [٦:١٩
De ki: “Şahitlik yönünden hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah, benimle sizin aranızda şahittir ve bana bu Kur'ân vahyolundu ki, onunla hem sizi, hem de sizden sonra kendisine ulaşan herkesi uyarayım. Allah'la beraber başka ilâhlar olduğuna siz gerçekten şahitlik eder misiniz?” De ki: “Ben buna şahitlik etmem.” “O, ancak ve ancak bir tek ilâhtır ve gerçekten ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım” de. (Enam 6:19)

İşte, Allah Rasulü iki görüş arasında hükmünü verdi, bir Müslüman'ın Allah Rasul'ünün bu sözü üzerine "İŞİTTİK VE İTAAT ETTİK" demesi beklenir.

أَوَلَمْ يَكْفِهِمْ أَنَّا أَنزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ      إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَرَحْمَةً وَذِكْرَىٰ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ [٢٩:٥١
Sana indirdiğimiz ve onlara okunmakta olan kitap, kendilerine yetmedi mi? Bunda iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve öğüt vardır. (Ankebut 29:51)

5 Temmuz 2013 Cuma

Hadislerin nasıl uydurulduğunu görebiliyor musunuz?

Bir kaç gündür, Fethullah Gülen'in; Türkçe Olimpiyatlarını Peygamberimizin ziyaret ettiğine dair konuşması, çeşitli şekillerde gündeme geldi. Bense üzerinde durulmayan bir noktaya bu vesiyele değinmek istiyorum.

Fethullah Gülen, konuşmasında şunları söylüyor:

"Şimdi ben kendi içimden hep diyordum ki; 'yav acaba meseleyi tahrif mi diyoruz, aşağıya mı çekiyoruz, folklorlardır, şarkılardır, şiirlerdir... bunlarla' Fakat demek ki bazı hakikatlerin ifade edilmesi adına, ittifakın sağlanması adına, kalplerin birbirlerine karşı yumuşaması adına, bunlar çok önemli faktörler ki; İnsanlığın iftihar tablosu (Peygamberimiz) bazılarımızın, bir kısım mutasavvıf ve sufi görünümlü kimselerin yadırgamalarına rağmen Efendimiz (S.A.V) inanın Peygamberimiz teşrif etti..."

Böyle diyor Fethullah Gülen. Bakın, olay basit. Yapılan bir hareket var, bazı Müslümanlar'dan tepki alıyor. Bu tepkiyi kırmanın en hızlı yolu ne? "Allah Rasul'ü de buna destek veriyor" dersin, iş bitti.

Malum, yıl olmuş 2013. Bu tarihten sonra, "Ben babamdan, o da dedesinden, o da falancadan, o da Ebu Hureyre'den, O da Allah Rasulünden şunu duymuş: 
"Kıyamete yakın, acemce olimpiyatları yapılacak, bir takım Müslümanlar bunu anlamayıp eleştirecekler ama, o olimpiyatlara katılanlar ne iyi Müslümanlardır, O olimpiyatları düzenleyenler cennette benimledirler. Sizden o zamana yetişen olursa bu olimpiyatlara katılsınlar, desteklesinler, buna da gücü yetmeyen dışarıdan seyretsin ama bu imanın en zayıfıdır..." 
şeklinde bir hadis uydurulsa kimse inanmaz. Ama emin olun, bu zihniyet şayet bundan bin sene önce yaşasaydı, "Allah Rasulü geldi" demez, "Allah Rasulü bu olayı müjdelemişti..." derdi. Ve emin olun yukarıda yazdığımdan bile daha cüretkar hadis(ler) uydururlardı.

İşte bugün de elimizde olan ve Allah Rasul'üne ait olduğu iddia edilen sözlerin çoğu; yaptıklarına kulp bulmak için insanların O'nun adına uydurduğu yalanlardan ibarettir. 

Görmesini bilene.